30 Kasım 2008 Pazar

Geleceğin iş yapısını tasarlamak

The Dictionary of Brand, The Brand Gap ve ZAG kitaplarının sahibi Neumeier, San Francisco’daki şirketi Neutron aracılığıyla markalara inovasyon, strateji ve tasarım konusunda danışmanlık veriyor. İlk kez Design Management Review’da yayınlanan “geleceğin iş yapış şekli”yle ilgili temel ve çarpıcı notlar içeren yazısının düzeltilmiş versiyonu, Business Week’te tekrar yer almış.
Tasarım, derken hepimizin aklına ürün tasarımı gelebilir ancak gerçek ne yazık ki bununla sınırlı değil. Neumeier, tasarımın inovasyonu tahrik ettiğini, inovasyonun markayı güçlendirdiğini, markanın sadakati inşa ettiğini, sadakatin de karı sürdürülebilir kıldığını belirtiyor. Geçen yüzyılda, seçenekler hakkında fikir sahibi olmayan müşterilerin haliyle bildikleri markaları tercih ettiğinden sadakati nerdeyse cehalette eş tutan Neumeier, yeni yüzyılda böyle bir fırsatın kalmayacağını vurguluyor.
Temel yetkinliğini “çevik”lik üzerine kurgulamak isteyen şirketlerin, bu özelliği kurum kültürlerine işlemeleri gerektiğini, radikal düşüncelere açlık duyan bir atmosfer yaratmalarını ve bu atmosferi sürdürülebilir kılmalarını tavsiye ediyor. Yani, şirketin, endüstrinin ve dünyanın karşılaştığı en berbat sorunları çözmek için “tasarım odaklı zihinlere” ihtiyaç olduğuna dikkat çekiyor.

© Paula Chang

Madem bu kadar önemli bir konu, niye hala içimize işlemiş değil derseniz Neumeier faturayı yöneticilere kesiyor. Mali tablo odaklı ezbere iş yapmaya alışmış yöneticiler için artık yeni bir dönem başlayacağını (ki içinde bulunduğumuz dönem tam da buna işaret ediyor) ve hepimizin bakış açımızı genişleterek yeni bir ölçek icat etmemiz gerektiğini belirtiyor.

Marty Neumeier’ın yeni kitabı “The Designful Company", 1 Ocak 2009’da satışa çıkacak. İlgilenenlere...

Bu hoş yazısı için "trendiary" blog yazarı Aslı Aydın' a çok teşekkür ederim.

29 Kasım 2008 Cumartesi

Cem Adrian' dan Emir geliyor!

Bu haberi ne kadar geç yazarsam o kadar iyi olacaktı. Erken yazsaydım eğer bir türlü zaman geçmeyecekti, yazmak şimdiye kısmetmiş çok az bir süre kaldı albüm için. ;)

Albüm kapağında şöyle diyor;
''Aşk emirdir tanrı'dan...
ve ben çırılçıplak bin itaat
etten, kemikten, candan...''
Habere gelince;
2008 Kasım ayı sonunda yayınlayacağı dördüncü albümü 'Emir' de Cem Adrian elektronik öğelerle rock sound'unu ustaca birleştiriyor. 'Bir Melek Ölürken' ise, çok yakında albümün müzik kanallarında gösterime girecek olan ilk videosu. Sanatçı albüm fotoğrafları için Mehmet Turgut ile çalıştı. Albümde 'Kelebek' şarkısına Hayko Cepkin, 'Anladım' isimli şarkısına ise Pamela Spence eşlik etti. Sadece insan ve doğanın özüne dönük konsept bir albüm hazırlayan Cem Adrian, müzikleri ile yaşamı sorguluyor... Demoyu myspace.com/cemadrian adresinden dinleyebilirsiniz.
Kaynak: wikipedia, cemadrian.net

27 Kasım 2008 Perşembe

Herşey Murat Karayalçın için!

Yıllardır seçim propandası için aynı sloganı kullanan Sosyaldemokrat Halk Partisi (SHP) Genel Başkanı Murat Karayalçın' ın Vatan gazetesinde verdiği demeçten yola çıkarak sosyal medyanın gücünü gösterebilmek adına girişimde bulunan bir grup genç, şimdilerde harekatlarını duyurmaya çalışıyor.

Genç arkadaşlar, Karayalçın' ın kurmaylarının kendilerini anlamadıklarını hatta anlamaya bile çalışmadıklarını dile getiriyorlar. Kendilerinden ve olanlardan kısaca şöyle bahsediyorlar;
Sayın Genel Başkanım;

Bizler yaklaşık 15 gün önce, Ankara Büyükşehir Belediyesi Seçimlerinde sizin yeniden aday olacağınızı duyarak heyecanlanan, bu uğurda neler yapabileceğini düşünüp, sizin için kafa yoran gençleriz. Ankara'mızı daha güzel, daha iyi, daha çağdaş, daha medeni ve şeffaf yöneteceğinize olan inancımız gereği sizin için bütün internet birikimlerimizi ortaya döktük. Bununla da kalmayıp, Türkiye'de görülmemiş bir interaktif pazarlama kampanyası tasarlayıp -ve bunu proje haline getirip- bunu da kurmaylarınıza sunduk.

Ne acıdır ki; 15 gün süresince sizin için yaptığımız çalışmaları duyurabileceğimiz bir muhatap bile bulamıyoruz. SHP Genel Merkezi'nde yaptığımız görüşmelerde "karar yetkisine sahip" olan hiçbir kurmayınıza projemizin detaylarını sunamadık. Görüştüğümüz kişiler, sürekli olarak ileri tarihlere randevu verip, sizin için değerli olan "zaman unsurunu" boşa harcıyorlar diye düşünüyoruz.
Başkan' ın lehine beklentileri olan bu arkadaşların özetle;
Sayın Genel Başkanım,

Sizin için yapmak istediğimiz propagandanın detaylı bir şekilde projelenmiş hali, şu an bir takım kurmaylarınızda ve parti organlarınızda bulunmakta. Sizden beklentimiz, sizin için hazırlamış olduğumuz raporu değerlendirip, bu işi gerçekten yapabilecek olan bizlere, sizin için çalışabilmemiz fırsatını vermeniz.
Size bu şekilde ulaşmamızın nedeni ise; bazı haber organlarında okuduğumuz bir demecinizdir. Demecinizde "… 1999 yerel seçimlerde kullandığı "AnKarayalçın" sloganının önümüzdeki yerel seçimlerde de kullanmak istediği ve bu yönde kurmaylarına talimat verdiği ifade edildi."(*) diyerek; bu seçimde "AnKarayalçın" sloganını yeniden kullanacağınızı söylemişsiniz. Bunun için de kurmaylarınıza talimat verdiğinizi belirtmişsiniz.
Bahsettikleri; www.ankarayalcin.com daha detaylı inceleyebilirsiniz. Bize de arkadaşlara bu girişimlerinde başarılar dilemek düşer, destekçiyiz efem.

Gotcu' yuz arkideş!

Anladım ki bunca yıl boşa moda-trend peşindeymişim. Herkesin giydiği marka ile farklı mı olunurmuş canım? (bkz: adidas, nike, puma v.b.) Ecnebi markalardan hayır yok, hakiki Türk malı. Bundan sonra kararı mı verdim. Ölümüne Got' cuyum; şiddetle öneriyorum işte o kadar. GotJeans giy farklı ol ;)

Hem kartı da var, "klüp" indirimi olduğu zamanlarda kasabaşı indirimi de sağlıyor (muş!)

...Bitmedi! Farklı olduğunu bir de internette gösteren www.gotjeans.com' u var. Naber? ;)

26 Kasım 2008 Çarşamba

Deniz Taksi: 10 gün ve 40.000 YTL!

Deniz Taksi'nin geçtiğimiz aylarda kendi dönemine başladığını hepimiz biliyoruz. Brightwell Holdings Teknomar Denizcilik ve Deniz Araçları İşletme ve Tic. A.Ş. girişimi olan "deniztaksi" kısa zamanda beklenenin üzerinde ilgi görmüş. Deniz Taksi ile hiç seyir etmesem de, eden arkadaşlarım çok keyifli ve süratlı olduğunu dile getirdiler.

Ücretlendirmeleri tıpkı kara taksiler gibi "taksimetre" ile hesaplanıyormuş. Müşteri kitlesi tam olarak dar gelirli kesim ve bireylere hitap etmese de, gündüz açılış tarifesi 15 ytl' den başlıyor her deniz milinde ücrete 10 YTL ekleniyormuş. Gece tarifesi açılış ücreti ise saat 24.00 - 06.00 arası 20 ytl' den başlayıp her deniz milinde 15 ytl ekleniyormuş. Ödemelerde kredi kartı da geçiyormuş.

Ayrıca Referans gazetesinin çok eski olmayan bir haberine göre;

Üst gelir grubu hedefleyerek faaliyete geçen deniz taksilere alt gelir grubu ve öğrenciler de rağbet edince 10 günde bin 400 yolcuya ulaşılarak 40 bin YTL'lik ciro elde edildi.

İstanbul Boğazı'nda seferlere başlayan deniz taksiler, ilk 10 günde 441 seferle 1400 kişi taşıdı. 25 Temmuz'da seferlere başlayan 6 deniz taksinin beklenenin üzerinde bir talep aldığını belirten Teknomar Denizcilik Genel Müdürü Gürkan Çanga, kısa sürede 40 bin YTL'ye ciro elde ettiklerini söyledi.

Deniz taksilerin her kesimden ilgi gördüğünü belirten Çanga, "Deniz taksi hizmete girmeden önce müşterilerin daha çok A ve B sosyal sınıflardan olacağını tahmin ediyorduk. Ama ilk 10 gün içinde beklentilerimizin aksine her segmentten talep geldi. Bahçeşehir Üniversitesi'nin Beşiktaş'taki kampüsündeki iskele sayesinde Bahçeşehir Üniversitesi öğrencileri bile deniz taksilerin daimi müşterileri oldu" dedi.

İskele sayısı artacak

Eylülde suya indirilmesi beklenen ancak hazırlıklarını erken tamamlayarak 25 Temmuz'da İstanbul Boğazı'nda turlara başlayan deniz taksiler beklenenin üzerinde bir ilgi gördü. Kısa sürede beklentinin üzerinde yapılan taşımanın yanı sıra bilgi almak isteyenler de İDO Çağrı Merkezi'ni ve deniz taksi.com.tr internet adresini kilitledi.

İDO Çağrı Merkezi'ne, bilgi edinme amaçlı 5837 adet çağrı geldiğini söyleyen Çanga, internet sitesini ise 10 günde 11 binin üzerinde kişinin ziyaret ettiğini söyledi.

Siteyi ziyaret edenlerin yüzde 60'ının deniztaksi.com.tr adresini kısayollarına eklediklerini kaydeden Çanga, "10 günlük süre zarfında elde edilen bu istatistikler, İstanbul halkının bu segmente duyduğu ihtiyacın en önemli kanıtı. Yakın dönemde, artacak taleplerin karşılanabilmesi için, deniz taksilerin sayısının artırılması ve iskelelerimizin olmadığı Kabataş, Kadıköy, Üsküdar ve Yenikapı gibi ana arterlere de deniz taksilerin ulaşması için çalışacağız" dedi.

Erdal Özyağcılar da aldı

Deniz taksiler girişimciler için de bir iş fırsatı sunuyor. 350 bin euroya 8 yıl boyunca aylık 4 bin euro kira garantisi ile satılan deniz taksilerden şimdiden 3 girişimci alım yaptı. Bu girişimcilerden biri de ünlü tiyatro sanatçısı Erdal Özyağcılar. Deniz taksilerin yatırımcılardan da büyük ilgi gördüğünü belirten Gürkan Çanga, "3 deniz taksiyi yatırımcılarla buluşturduk, 2 yatırımcı ile de görüşmelerimiz devam ediyor" dedi.

Halen 27 iskelede hizmet veren deniz taksilerin 2 yıl içinde 82 iskeleye yanaşabilmesi için çalışmalar sürüyor.

KREDİ KARTI İLE ÖDEME YAPILABİLİYOR

Uzunluk 10.86 metre. Genişlik 4.28 metre. Kapasite 10 yolcu. Kabin fiber gövdeli ve kapalı.

Klima da bulunuyor. Telefon ve SMS ile çağrılabiliyor. 27 iskelede hizmet veriliyor.

Gündüz 15, gece açılışı 20 YTL

İTÜ Bilişim Teknolojileri Zirvesi

İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren İşletme Mühendisliği Kulübü ve Mezunlar Derneği işbirliğiyle organize edilen ve 28-29 Kasım 2008 tarihlerinde İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde (Maslak) gerçekleştirilecek olan Bilişim Teknolojileri Zirvesi (BTZ) kapsamında paneller, workshoplar ve Bilişim Teknolojileri Alanı yer alacak. Organizasyonda RFID sistemiyle takip edilecek olan katılımcılardan 8 oturumdan 5’sına katılanlara BTZ Katılımcı Sertifikası ve e-sertifika da veriliyor.

Her sene yüzlerce öğrencinin katılımıyla gerçekleşen Yönetim Bilimleri Kongresi’ne paralel olarak bilişim teknolojilerinin ve Türkiye üzerindeki 26 milyar dolarlık pasta payının inceleneceği organizasyonda birçok yenilik de İTÜ Ayazağa Merkez Kampüsü’nde bulunan Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde katılımcıları bekliyor olacak.

Yeşil Teknoloji ana temasının seçildiği Bilişim Teknolojileri Zirvesi’nde Bilişim Sektöründe Girişimcilik, Sosyal Ağlar ile Kitle İletişimi, 3D Game, Advergame gibi konular ele alınacak. Türkiye’nin ve Dünya’nın önde gelen bilişim firmalarının da destek verdiği organizasyonda katılımcılar Bilişim Teknolojileri Fuarı’nda birçok firma temsilcisiyle birebir görüşebilme imkanı bulabilecek ve en yeni teknolojileri takip edebilecek.

Bilişim Teknolojileri Zirvesi’nde, özel sınıflarda yapılacak 45 dakikalık workshoplarda, verimli bilgi - aktif katılımcı çalışma yöntemleriyle, Bilişimde Pazarlama Teknikleri, SEO (Search Engine Optimization), Ethical Hacking gibi farklı konularda pratik yararlı bilgilerin verilmesi amaçlanıyor.

Katılım için herhangi sınırın bulunmadığı organizasyonda,üniversite öğrencilerinin yanı sıra firma temsilcileri ve profesyonel iş hayatından organizasyona ilgi duyanlar da organizasyonda katılımcı olarak yer alabilecekler.

Organizasyonda tanıtım ve bilet satışları kapsamında çeşitli üniversitelerde de stantlar açılıyor olacak. Havale yoluyla da iletilebilecek katılım ücretleri ise, çalışanlar için 20, öğrenciler için ise 10 YTL olarak belirlenmiş.

Organizasyonla ilgili güncel ayrıntılı bilgiye www.btz.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

Not: Dostlarım ile birlikte ben de orada olacağım, görüşmek üzere.

Kaynak; Jnbn.net

23 Kasım 2008 Pazar

YouTube' lasak da mı saklasak?

YouTube, artık tekerlemeler için malzeme. Çoluk çocuğun ağzında sakız ya da nesli tükenmiş bir ayının jelibonu olmuş durumda. Türkiye için azılı bir suçlu, kırmızı noktalı yüz kapatıcı ihtiyacı uyandıran bir hastalık. Belki de İmralı fatihinin elçilerinin sinerji yarattığı counter strike ya da bir garip aşk bestesi. Ne dersiniz?

Saklasak mı? Saklamasak mı? Kalbime gömerim o zaman diyip, sevenloader kuşatması mı yapsak?
İşte tam o sırada bunları düşünürken gördük ki YouTube, fransızlara bile terbiyeyi bizim öğrettiğimiz gibi işin aslı özhakikiyutup.com' da imiş. TBWA; bu projesi ile YouTube' u bizlere geri kazandırdı "Marka olmak işte böyle birşey" yivrum. :)

Çok geçmedi, Tanrım! Bir de ne görelim, bu da bir skandal! YouTube ilk olarak 1985 yılında henüz internet yokken doğmuş. Bakmayın -miş, -muş dememe işte kanıtı:

Az konuşup çok düşünmek mi?

Bu cümle için endişelerim var. Eğer ki bir insan az konuşup, çok düşünüyorsa ve ben sosyalim ya da arkadaş canlısıyım diyorsa o insandan da endişelenirim. Ne konuda olduğuna da bağlı biraz, ülke yönetmek mi? ...ki bunu yönetenler bile yapmıyor apaçık.

Hangi karar için az konuşur ya da çok düşünür ki insan?
-Evlilik teklifi?
-Yeni bir iş? ya da Meslek seçimi?
-Din değiştirmek?
-Adres değişikliği? ya da ÖSS' ye girebilmek mi?
-Arkadaş sohbetinde bir espri için mi?

Ben çok düşünürüm ne demek ki? Neye göre? Ne kadar çok? Kaldı ki uzmanlar insanlar beynin sadece %4' ünü kullanıyormuş. Bu mudur çok düşünebilmek?

Ben de çok konuşurum, ne yani bu az düşündüğümü mü gösterir? Bazen atasözlerine ya da deyimlerine inanmayabiliyorum.
Bu yazı ile birlikte, Bertuğ Cemil çok sevdiğim parçası ile sizlere eşlik etsin.

22 Kasım 2008 Cumartesi

Bir Xerox hikayesi ve Fotokopinin 70. yılı

Dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden Xerox, fotokopinin icat edilişinin 70. yılını ve usta mucidinin 100. doğum gününü kutluyor. Gelmiş geçmiş en önemli buluşlardan biri olarak kabul edilen fotokopi, insanoğlunun bilgi paylaşım şeklini değiştirirken, aynı zamanda yıllık cirosu 100 milyar doları geçen bir doküman yönetimi pazarını da yarattı. Bağımsız araştırma şirketi InfoTrends, dünyanın dört bir tarafında ofis makineleri ile her yıl 3.1 trilyon kağıt dokümanın çoğaltıldığını ve basıldığını tahmin ediyor.

Dünyada bir devrim yaratan kopyalama teknolojisinin mucidi olarak da bilinen Chester Carlson, tam bundan 70 yıl önce, 22 Ekim 1938 yılında, New York’ta bulunan Astoria’daki laboratuarında “10–22–38 ASTORIA” yazılı ilk xerografik görüntüyü elde etti. Chester Carlson, ilk xerografik görüntüyü keşfettiğinde bir tescil ofisinde asistan olarak çalışıyordu. Chester Carlson’un kağıt ağırlıklı bir işi vardı ve sürekli olarak belge çoğaltıyordu. O zamanlar bir belgenin çoğaltılması için ya fotoğrafının çekilmesi veya elle yazılarak kopyalanması gerekiyordu. Bu şekilde belge kopyalamanın çok zor olduğunu gören Carlson, kopyalamanın daha kolay bir yolunu bulmak için çalışmalara başladı.

Carlson, fotoğrafçılık üzerine yazılmış bilimsel araştırmaları izleyerek, bu konuda deneysel araştırmalar yapmaya başladı. Daha sonra, fotoiletken özellikli materyaller üzerinde elektrostatik denemeler yaptı ve elektrik ışığına maruz kalan nesnelerin görüntülerini yansıttıklarını keşfetti. Bu buluşa daha sonra eski Yunanca’da kuru ve yazma anlamlarına gelen kelimelerin birleşiminden “Xerografi” adı verildi. Haloid adında fotoğraf malzemeleri satan bir firma, Chester Carlson’un buluşunun önemini anladıktan sonra, bu buluşa yatırım kararı aldı. Kısa bir süre sonra, fotokopi yapabilen ilk makine piyasaya sürüldü. Bu buluşa yatırım kararını alarak, ilk fotokopi makinalarının üretimini yapan Haloid şirketi, 1961 yılında ismini “Xerox Corporation” olarak değiştirdi.

Xerox Teknoloji ve Keşif Grubu Başkanı Sophie Vandebroek, yaptığı açıklamada “Chester Carlson’la başlayan Xerox’un hikayesi, yeni buluşlar ile devam ediyor. Chester Carlson’un Xerox’u yaratan bu önemli buluşu, insanların daha kolay bilgi paylaşmasına yardımcı olurken, bugün iş yaşamımızda kullandığımız gelişmiş yazıcı, faks, tarayıcı ve dijital baskı sistemleri gibi ürünlerin de ortaya çıkmasını sağladı” dedi.

Chester Carlson’un açtığı buluşçu yolda ilerleyen Xerox, Xerografi buluşunu temel alarak zaman içinde binlerce yeni buluşa imza attı. Xerox, o günden bugüne yaklaşık 60 bin buluşun patentini aldı. Bu buluşlar Xerox’un, dünya üzerinde yenilikçi ve buluşçu kimliği ile yeni iş alanları yaratan ve insanoğlunun günlük yaşamını değiştiren bir firma olarak tanınmasını sağladı.

Bu etkileyici girişimden sonra benden size bir öneri; Siz siz olun bu süper buluşa sakın aşağıdakı gibi davranmayın, başınız derde girebilir!

Kaynak: turk.internet.com, wikipedia, youtube

Sevenload muzipleri -1

Erhan, sevenload' da bizler için çalışırken, ben de sevenload' ın bir çok muzip kullanıcıları tarafından gönderilen videolarını izliyorum sıklıkla, ne sinir kalıyor insanda ne de stres. :) Fırsat buldukça paylaşacağım işte "sesinin tonunu bilmezsen böyle tavşan olursun" adlı video onlardan sadece birisi;


Google SearchWiki, hadi hayırlısı!

Gmail tema şenliğinden sonra, Google, blogunda verdiği habere göre; artık arama sonuçlarında çıkan değerlere yorum yapılabilecek ve değeri her seferinde bir üst sıraya çıkartabilecek. Bu iyi haber şu an deneme aşasında olduğu için her kullanıcı özellikten faydalanamayacak. Bildirgeç'ten aldığım ekran görüntüsü ve bilgiye göre;


Üst sıraya çıkardığınız bir web sitesi için başka kullanıcılarında üst sıraya taşıdığını görebiliyorsunuz. Bu özellik(ler) ile daha ileriki safhalarda kullanıcıların yönelimlerinden gerçek içeriklerin hak ettikleri konuma gelmeleri söz konusu olabilecek ve bu sayede tekrar kullanıcıların doğru kaynağa erişmesi kolaylaşmış olacak. Google bu hamle ile digg , reddit gibi bookmark sitelerin temel mantığını milyonlarca kullanıcı potansiyeli ile gerçekleştirecek. Değerinizin suistimal edileceğini düşünüyorsanız, böyle bir şeyin söz konusu bile olmayacağını ve yaptığınız değişiklikler sadece sizin arama sonuçlarınızı etkileyeceğini aşağıdaki videoda görebilirsiniz.

Viral Boklava' sı.

Yakın arkadaşım Ömer Enis' in, Microsoft'a ait projenin Boku' nu anımsatsada süper alan adıyla Boklava hayata merhaba dedi, facebook gruplarını da açtılar. (Hamdolsun!) Peki nedir Boklava;

Kendileri diyor ki;

İşimiz tam olarak onunki gibi olmasa da oldukça fazla ortak noktamız var. Sıradışı aykırı viral çalışmaları günlük denen bir zımbırtının altında ilginç isimle biriktiriyoruz. İzlenme katsayılarını sizinle paylaşıyor tecrübelerimizi anlatıyoruz.

Viral denildi mi Türkiye’de komedi aklımıza gelsede bilinç altımızdaki sıradışılığımızı bu blog ile ortaya çıkarmak istiyoruz.

Yaşasın doğru olmayıp aykırı davranan sayın seyirciler…

Uzun lafın kısa latifesi aykırı viral çalışmaları sizin için topluyor, hazırlıyor ve sunuyor olacağız…

Özetle; +18 kategorilerin de aykırı viral videoların yer aldığı bir sayfadır kendileri, mersi efendim.

Bedük - Automatic

Bir zamanlar bizlere "Son sigaram" adlı şarkısı ile seslenen Serhat Bedük geçtiğimiz aylarda yepyeni tarzı ile karşımıza çıktı, bu kaçıncı videosu tam olarak bilemesem de, insanın kanını kaynatan bu güzel şarkıyı ve Türk klipleri anlayışında sıra dışı bir çalışma ile bizlerle :)


Şarkının sözleri:
Would love to make a hip track
But don't know how to handle that
Expectations off the ground
I still feel I'm moving back

Moving forth moving back

Would love to make a loos track
But tell me can you handle that
Got to keep my head clean
In case I might need it back

Moving forth moving back

I'm goin down down
Nothing much to do now
I lost my head aw!
Everbody wave now
Go with the flow now

Dance automatic, electronic, cybersonic,
systematic

It's not a secret it's not a shame
I can say what I want to and I'm OK
My obsession is to get you up
And make you dance 'till you drop
I'm moving back I'm moving forth

I'm moving like I don't have time
To get those tunes out of my mind
Get ready for the pump now
Move it back move it forth

Move it back move it forth
Fırat' tan öğrendiğim kadarı ile;
Prod: Filmline • Y/D: Murad Küçük • Yapımcı/Producer: Bedran Güzel, Ayhan Çetiner, K. Ulaş Elgin • Kostüm /Costume: Tude Berberoğlu • Cast: Feyza Ay, Ferda Özkur • Yönetmen Asistani / Asistant Director: Engin Yalçın • Prodüksiyon Amiri / Head of Production: Murat Akgün

21 Kasım 2008 Cuma

Art By Chance - ANBEAN

Anbean'ın düzenlediği Art By Chance'e katılan ve finale kalan filmler; 5 farklı ülkenin 15 şehrinde metro istasyonları, havaalanları, otobüsler ve alışveriş merkezlerinde gösterilecek. Yani şehirlerin dört bir yanı kısa filmlerle kuşatılacak.

Anbean'ın düzenlediği Art By Chance'e katılan ve finale kalan filmler; 5 farklı ülkenin 15 şehrinde metro istasyonları, havaalanları, otobüsler ve alışveriş merkezlerinde gösterilecek. Yani şehirlerin dört bir yanı kısa filmlerle kuşatılacak. Ayrıntılı bilgi için: www.artbychance.org

Başa gelen çekilir.

Yaklaşık 1 aydır yazamamak zor bir durum tabi, nasıl başlasam, nereden başlasam havası söz konusu ama yazacağım çok şey var gelecek konular için ;)

İstemeden gelişen bir çok olay oldu, başa gelen çekilir. Şu an açıklamam doğru değil ne yazık ki.

Aylardır üzerinde harıl harıl çalıştığımız proje çok hızlı bir şekilde ilerleyişini sürdürmekte, yakında bunun haberini de vereceğim. weboloji.net ekibi artık 5 kişi; yakın dostum sevgili Veli Güney, yeni yazılımcımız Başar, yeni grafikerimiz Sercan ve psikolojik iletişim danışmanımız (yeni sırdaşım) Esra Nur ile birlikte çalışmalarımıza ara vermeden ilerliyoruz. Ayrıca benim için çok önemli olan desteklerini esirgemeyen dostlarım; Mehmet Cihangir, Tuğçe Esener, Müge Cerman, Muammer Okumuş, Burak Dönertaş, Can Oktay Heper, Şekip Can Gökalp, Yusuf İbili ve Burak Büyükdemir hepsine ayrı ayrı minnettarım.

Çok çalışıyoruz efenim çoook! :)

Bu sadece gelebilecek konulara binayen yazılmış özet bir bildiridir. :)