2008'in bana neler getirdiğini bir önceki yazıda kısaca bahsettim. Kriz etkisini günden güne gösterirken, markalar bu özel günlerden fırsat yaratmaya çalışıyor. İşte onlardan biri, Fırat'ta gördüğüm Electrabel'in yeni yıl kutlaması ilginizi çekecektir.
31 Aralık 2007'den 2008 yılına güzel bir kutlama ile girdim dostlarımla. Ardından 2007'den kalan sorunların çözüm yollarını uygulamaya devam ettim. Yeni bir iş macerasına merhaba demiştim. Her yeni bir son getirişin, yeni bir başlangıç olduğunu çok daha iyi anladım bu yıl içerisinde. Birbirinden mükemmel pek çok yeni arkadaş, bir kaç aşk, biraz gam ve keder.
2008 yılının neredeyse tamamını keyifle geçirdim. Hayatımda hiç bir yılı 2008 gibi yaşamadım desem yeridir, çok hızlıydı! Birbirinden mükemmel yeni arkadaşlar edindim ve hemen hemen hepsi iş hayatımdan insanlar. Katıldığım bir çok organizasyonun kalıcı arkadaşları onlar, değerleri ölçülemez olanlardan. Gençliğimin verdiği deliliğe, aldığım kararlara saygı duyan eşsiz insanlar benim için. Anların yaşanabileceği en doğru insanlarına sonsuz minnettarım.
Aşk hayatım ise hiç normal geçmiyor. Yaşadığım biraz gam ve keder gibi çok ayrı bir konu ve bilahare yazacağım. Onlardan büyük deneyimler kazandım! Zaman ile paylaşacağım...
Yeni projeler, yeni teklifler ve alınacak yeni kararlar...
2009 yılını gönlünüzden geçtiği gibi yaşayın. (bazen bu kolay olmaz, belki) Keyifle mücadele edin ve sağlığınıza lütfen dikkat edin. Sizleri çok seviyorum, sevgi ile kalın.
Günlerdir krizle yatıp, krizle kalkıyoruz; bunun doğal sonucu olarak da krizle ilgili bir haber bombardımanı altındayız. Gazeteler ve internet siteleri daha çok krizin olumsuz etkilediği sektörlerle ilgili haberler veriyor ama krizin bir de olumlu etkilediği sektörler var. Bu sektörlerle ilgili haberler yayın organlarında ya hiç yer almıyor ya da üç beş cümle ile geçiştiriliyor. Haber değeri açısından daha ilgi çekici olduğunu düşündüğüm sektörler şunlar:
- Kriz dönemlerinde ruj satışı artıyor. Daha iyi hissetmek uğruna kadınlar yüzlerce dolarlık çanta ve ayakkabı almak yerine, çok daha düşük bir bütçeyle ruj satın alarak alışveriş dürtülerini gideriyorlar.
- Kriz dönemlerinden en çok, erkek giyim sektörü olumsuz etkileniyor. Evi geçindirmekle yükümlü erkek, çocuğun okul, giyim, eğlence ihtiyaçlarına bütçe ayırmaya devam ediyor. Aynı şekilde karşılayabildiği ölçüde eşinin ihtiyaçlarını da karşılamaya çalışıyor. Zorunlu olmadıkça kendisi için alışveriş yapmıyor. Erkek giyim markaları da haliyle bu durumdan olumsuz etkileniyor. Ancak takım elbise gibi pahalı parçalar alamayan erkekler, giydikleri eski takım elbiselerini renklendirmek için kravat, kol düğmesi ve mendil satın alıyorlar. - Kriz dönemlerinde diğer renklerle kombinlenmesi uygun renklerdeki kıyafetler -siyah ve beyaz gibi- daha çok satıyor. - McDonald's, kriz derinleştikçe rekor kârlar açıklamaya başladı. Sağlıklı beslenme konusunda kamuoyunun giderek daha bilinçlenmesi ile bir dönem birçok şubesini kapatıp, zor günler geçiren McDonald's, bir anlamda yeniden hayata döndü. İnsanlar artık sağlıklı beslenmek derdinde değil, beslenip aç kalmama derdinde. Bu durum en çok McDonald's'a yarıyor. - Derdini unutmak için kendini alkole vuranlar, alkol tüketiminin artmasında başrolü oynuyor. Aynı durum sigara şirketleri için de geçerli. Sigara içmenin yasak olduğu kapalı mekânlarda daha az vakit geçiren tiryakiler, evde diledikleri kadar sigara içebiliyorlar. - McDonald's gibi ucuz yemek satan restoranlarda işler artarken ne fiyat ne de kalite rekabeti yapan orta halli restoranlarda işler azalıyor. Lüks restoranların işlerinde ise herhangi bir düşüş gözlemlenmiyor. - Patlamış mısır gibi evde vakit geçirirken tüketilmeye uygun ürünlerin satışında artış kaydediliyor. - Gelişmiş ülkelerde sinema izleyicilerinin sayısında artış olurken gelişmekte ve az gelişmiş ülkelerde sinema sektörü krizlerden olumsuz etkileniyor. Türkiye'de kriz dönemlerinde satılan sinema bileti sayısında dramatik düşüşler yaşanıyor. ABD'de ise sinema sektörü durumdan çok memnun görünüyor. - Yine evde vakit geçirmeye paralel olarak, DVD satışlarında artış yaşanıyor.
- Kriz, evlilikleri de olumsuz etkiliyor. Birçok ülkede krizle birlikte boşanmalar da artıyor.
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat! İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin...
Bir gidişattır gidiyor, malum seçimler yaklaşıyor. Kimin eli kimin cebinde kendileri bile bilmiyor belkide. Neyse konumuz bu değil, son bir kaç gündür gözüme 'Hak ve Hakikat Partisi' adlı yeni bir parti ve kurucusu çarpışmakta. Kendilerine ait bir video izledim ki, bir an 'oha! neredeyim ben?' dedim.
Haksızda sayılmam hı ne dersiniz? İleride onlar ile ilgili pek çok entrikalar görmeye hazırlıklı olun bence şimdiden.
Ayrıca Dursun Güneş beyefendinin aşağıdaki iki kısmı çok ciddiye aldığını düşünmekteyim.
Barbaros Hayrettin - Ben Sizin Babanızım!
ve... Rahmetli Sadri Alışık ve Erol Taş filminden bir kısım dinlemek için tıklayınız.
Kendisi de şarkısıda çok şeker. Ghita adlı parçanın sahibi babası Pavel, 3 yaşında seslendirmiş Cleopatra, sonrasında Romanya, Moldovya ve Japonya' da geçtiğimiz sene listelerde 1.likten aşağıya düşmemiş. Yeni tanıyabildim ama benden önce Youtube'da 7,174,546 kez izlenmiş. Hayret! :)
Benim çocukluğum da rahmetli Barış Manço 7'den 70'e adlı bir program yapardı. Katılan çocuklardan bir şarkı söylemelerini istediğinde hemen yüz kızarmalarına bürünürlerdi. :)
Cleopatra ile ilgili daha detaylı bilgi bkz: wikipedia (ingilizce)
9 günlük Kurban bayramı tatilini çok ihtiyacımız varmış gibi atlatabildim şükür. Benim için zor bir tatil süreciydi. Çalışmaya çalışmak, aşk kırıntıları gibi bir elin parmağını geçmeyen türden sorunlar yaşadım, belki de hâlâ.
Blogu blog gibi kullanmadığımı, sigarayı azaltmam gerektiğini, küçük zamparamı özlediğimi yine anladım. Bunun için neler yapabilirim diye düşünüyorum.
Cevap arayışlarımı sürdürüyorum, bitireceğimi zannetmiyorum. Uzun zamandır beynimin farklı noktalarında ağrılar hissediyorum, baş dönmeleri vesaire.
Başkent Üniversitesi Radyo Televizyon Sinema bölümü öğrencileri tarafından hazırlanan "dikkat kırılmaz" amatör ama çok etkileyici bir kısa film. 7 dakika 24 saniyelik bu filmi isterseniz buradan indirebilir, isterseniz de aşağıdaki Sevenload ekranından izleyebilirsiniz.
Bu etkileyici kısa filmin kadrosu:
Senaryo yönetmeni: Hakan Kepenek, Togay Altan, Esin Göncü Görüntü yönetmeni: Haydar Tursun Müzik: Çağıl Alsaç Işık, İbrahim Yükseker Yönetmen asistanı: Ozan Savaşer
Bayram sabahları, demli bir çay, su böreği, bayram şekerleri, şeker isteyen çocuklar, Kurbanlık hayvanların sesleri, bir telaş bir koşturmaca. Köprü hep kalabalık, bayram programları, kolonya ikramları, bayram harçlıkları, uzun bayram tatilleri, ev gezmeleri, kısa hal hatır sormalar, el öpenlerin çok olsunlar ve daha bir dolu küçük ayrıntı. Hayatın üzerindeki 'pause' düğmesine dokunun... Kısa bir süre için hayatı durdurun. Mutlu bayramlar... Bugün ellerinizi her zamankinden daha çok açın. Avucunuza melekler gül koysun, yüreğiniz coşsun. Kurban Bayramınız hayırlara vesile olsun. Sevgiler Mutlu Bayramlar... ;) (Xing)
Çok bilinmiyor Ivan, ama yaratıcılığına hayran kaldım. Derhal paylaşımcı genlerim harekete geçti. Üniversite final tezi için hazırladığı aşağıdaki videoyu, lafı çok uzatmadan izlemenizi istiyorum.
Holographic Interface - Round interface - Ringo
Uygulanabilir mi bilemesem de, Teknolojinin ne getireceği hiç belli olmuyor. Birilerinin bu genç adamı keşfetmesi gerekiyor.
Etkinlik Fotoğrafçısı ® markası; ilginizi çekiyoruz! sloganıyla 2013 yılında Türkiye'nin ilk etkinlik prodüksiyon şirketi olarak kuruldu.
Ülkemizde her geçen gün gelişen M.I.C.E. endüstrisi başta olmak üzere, kişisel ve kurumsal alanlarda planlanan tüm etkinliklerin "fotoğrafçılık, video ve post prodüksiyon” gibi medya metalarının servis ve hizmet ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmektedir.
Daha fazlası için internet sitemizi veya sosyal medya hesaplarımızı ziyaret edin.